İbrahim peygamberin oğlu İsmail’i kurban etmesi hadisesi ihtilafsız olarak anlatılagelen bir vakadır. Bununla ilgili Tevrat’ta “İshak” peygamberin kurban edilmesi geçmekteyse de şimdiye dek “İbrahim’in oğlunu kurban etmemesi” diye bir iddia ortaya atılmamıştır(Tevrat, Yaratılış, 22, 9-12). Yani şimdiye dek bu mesele üzerindeki tek ihtilaf kurban edilen kişinin İsmail mi yoksa İshak mı olduğudur. Konumuz dışı olsa da bu kişinin İshak olamayacağı ayetlerdeki “kurban edilme” vakasından sonra İshak’ın müjdelenmesiyle açık ve nettir(Kuran, Saffat, 102-112). Nitekim Tevrat’ın bu ifadesine rağmen Yahudi geleneğinde “ilk çocuğun tanrıya ait olması” ve İsmail peygamberin büyük çocuk olduğunun ittifakla kabul edilmesi bu tezi desteklemektedir(Luka, 2, 23). Ayrıca Kuran ayetlerinde İbrahim’e İshak’ın müjdelenmesi sırasında onun oğlu olan Yakup’tan da söz edilmesi İshak’ın koşacak yaşa eriştiğinde kurban edilemeyeceğini gösterir(Saffat, 102; Hud, 69-72).
Diğer yandan İsmail peygamberin ayetlerde “kurban edilmesi” hadisesinin yanlış anlaşıldığı şeklindeki iddia dile getirilmiştir. Bu yorumu kuranın ayetleri “müteşabih” ayetler ile izah eden metodolojisi ile tenkid etmek gerekir(Hud, 1; Zümer, 26; Ali imran, 7). Çünkü insanın kafasına göre ayetleri yorumlaması şirk sebebidir(Hud, 2). Böyle bir metod izlendiğinde bilenler için kuran apaçık olacaktır(En’am, 97).
Şimdi sadece ayetleri izleyelim(saffat, 100-108):
100. Rabbi heb lî mines sâlihîn(rabbim bana salihlerden (bir oğul) bağışla).
101. Fe beşşernâhu bi gulâmin halîm(sonra ona halim bir çocuk müjdeledik).
102. …yâ buneyye innî erâ fîl menâmi ennî ezbehuke fanzur mâzâ terâ…(oğlum, seni rüyamda boğazlarken gördüm, ne görüyorsun(ne dersin)).
102. …yâ ebetif’al mâ tû’meru setecidunî inşâallâhu mines sâbirîn(baba, emrolunduğun şeyi yap, inşallah beni sabırlı bulacaksın).
103. Fe lemmâ eslemâ ve tellehu lil cebîn(sonra ikisi teslim oldu ve “onun” alnını yere yatırdı).
104. Ve nâdeynâhu en yâ ibrâhîm(ey ibrahim diye nida ettik).
105. Kad saddakter ru’yâ, innâ kezâlike neczîl muhsinîn(rüyanı gerçekleştirdin, ihsan edenleri böyle mükfatlandırırız).
106. İnne hâzâ le huvel belâul mubîn(bu açık bir bela, imtihandır).
107. Ve fedeynâhu bi zibhın azîm(ve fidye olarak büyük bir kurban verdik).
108. Ve tereknâ aleyhi fîl âhirîn(onu sonralara taşıdık(ismini yaşattık)).
1. Tez:
İsmail kurban edilmemiştir. İbrahim rüyasındaki hadiseyi gerçekleştirirse masum bir insanı öldürmüş olur. Masum insanı öldürmemek Allah’ın sünnetullahındandır. Allah’ın sünnetinde hiçbir değişiklik olmaz. Bu yüzden aslında “alnının üzerine yatırdı” ayeti “secde etti” şeklinde anlaşılmalıdır. Bu imtihanın zorluğuna yapılan vurgu da “peygamberliğin zorluğu” olarak anlaşılmalıdır.
1. İtiraz: Sünnetullah’ın Mahiyeti
Bu tezin doğruluğu ve yanlışlığının anlaşılmasında kullanılan argümanların tahlili önemlidir. “Sünnetullah” kavramının ne olduğunu idrak edilirse mesele büyük ölçüde anlaşılacaktır. “Sünnetullah” ifadesi Allah’ın değişmeyen nizamı ve kanunudur. Allah insanların hayatlarının idame etmesinde, onları muhatab alarak pek çok emir ve yasak göndermiştir. Bu kanun ve kaideler “şeriat” olarak bilinir. Nitekim ayetlerden din kuralları olarak şeriat kelimesinin kullanımını da görebiliriz(Şura, 13). Şeriat zamanın şartlarına göre değişebilmektedir, bunun için Allah geçmiş ümmetlere bazen ceza olarak, bazen farklı sosyolojik sebeplerden değişik şeriatler tatbik ettirmiştir(Bakara, 143). Bu demek oluyor ki, şeriat ve “sünnetullah” farklı şeylerdir. Sünnetullah hiç değişmez iken, şeriat değişebilmiştir ve son şeriat da Kuran’dır(Ahzap, 62).
Domuz eti yememek kesin bir emirdir(Nahl, 115). Ancak burada amaç domuz eti midir yoksa “temiz yemek ve sağlıklı olmak” mıdır? Temiz yiyeceklerden yeyin emri(Nahl, 114) sağlığın teminatı içindir. Ölüm ise sağlığın tamamen yok olduğu andır. Bu yüzden aynı ayetler “ölünecekse domuz etini helal” sayar. Buradaki esas amaç “sağlık” iken domuz eti “araç”tır. Yani kısacası “domuz eti yememek” bir sünnetullah değildir. Sünnetullah olan şey “temiz davranış”tır.
Buna benzer olan insan öldürmek fiili yasaklanmış olsa da “savaşılanlarla, yurttan çıkaran hainlerle, onlara yardımcı olanlarla” savaşmak helal kılınmıştır(Mümtahine, 8-9). Yani “öldürmek” bir sünnetullah değildir. Öldürmemenin yanında “haksızlığı önlemek” ondan daha büyük bir önceliğe sahiptir. “Masum bir insanı öldürmek” de bir “sünnetullah”tır demek tüm sünnetullah kanunlarını bildiğini iddia etmektir. Misalen bundan 100 sene önce “Kuantum Teorisi” ortaya atılmadan evvel maddeye “yerel olmayan” kuvvetin etki etmeyeceğini kesin bir dille söyleyen Fizikçiler şimdi “Aspect Deneyleri” ile bunu gözlemsel olarak fark etmiş bulunuyorlar. Demek istediğimiz o ki, mevcut sınırlı bilgimizle tüm “sünnetullah”ı çözdüğümüzü iddia etmek sonradan çok vahim ve elim neticelere sebep olabilir. Aynı şekilde “Musa’nın denizi yarması “yerçekimi sünnetullahı”na terstir” diyerek büyük bir hata yapılabilir. Kuantum Teorisi “yerel olmayan” kuvvetlerin de bir etkide bulunabileceğini göstermiştir. Bununla ilgili çok karmaşık ve henüz anlaşılmamış mahiyette bilgiler olsa da “bilmediğimiz fizik kuralları” olduğunu deneysel verilerimizden anlıyoruz.
Deniz yarılmamıştır, Musa ayetinde mecaz kullanılmıştır demek, sadece yerçekimi kanununu “sünnetullah” kabul etmek küstahlığıdır. Kısacası “sünnetullah”ın tamamen keşfedildiğini iddia edenlerce bu söylenebilir. Daha bilmediği bir çok fizik kanunu olabilecek iken, mevcut kısıtlı bilgiler ile böyle büyük laflar etmek ancak “ihtisas ile kazanılan cehalet” ile mümkündür. Aynı şekilde “masum insanı öldürmek Allah’ın sünnetine uymaz” demek ve “İbrahim çocuğunu masum iken öldüremez” diyerek “sünnetullah uzmanlığı” taslamak yine aynı hezimete götüren bir vahim durumdur.
2. İtiraz: Peygamberlik Emri
İsmail peygamberin kurban edilişinin başka manalara geldiğini iddia eden tezin ayetlerce tetkiki çok mühimdir. İbrahim peygamber oğluna rüyasını anlatınca oğlu; “emrolunduğun şeyi yap, ben sabrederim” demiştir(Saffat, 102). Bu bir peygamberlik emri ise daha önce İbrahim’in peygamber olmaması gerekmektedir. Halbuki İbrahim çocuğu olmadan önce, babasını ve kavmini de uyarmış bir peygamberdi(En’am, 74-80). Yani burada “peygamberlik emri” kastedilmemektedir. Burada özel bir emir vardır. Bu da kurban emridir.
3. İtiraz: Secde Ettirme
Aynı ayetlerde “alnını yere yatırdı” gibi “oldurgan” fiil kullanılmıştır. Yani “alnın yere getirilmesi” fiili yaptırılmıştır. Oysa ki bunun “secde” manasına gelmesi için fiili oğlunun icra etmesi gerekirdi. Secde etmenin bir insana öğretilmesi taklid yoluyla olmaktadır. Bu hem mantık itibariyle böyle olmuştur, hem de tüm rivayetlerde de “Cebrail’in peygamberimize öğretme şeklinde de bu vardır. Kimse namazı öğretirken bir kişinin alnını yere kendisi getirmeye çalışmaz. Bunu kendisi yapar ve taklid ederek öğrenen kişi öğrenir. Bu ayetteki “tellehu lil cebin” ifadesinden “secde” manası çıkmamaktadır. Buradan “alnını yere koydu, yüz üstü yatırdı” gibi manalar çıkmaktadır. Bu yüzden burada İsmail kurban edilmektedir. Tezi doğru çıkarmak için zorlama yorumlar yapan insanlar her çağda olmuştur ve olacaktır. Ancak bu şekilde mantığa yenileceklerdir.
4. İtiraz: Rüyanın Gerçekleşmesi
Aynı ayetlerde “rüyanı gerçekleştirdin, rüyana sadık kaldın” şeklindeki ifadeler de “rüyadaki mesaja uygun hareket etme” şeklinde olduğunu vurgulamaktadır. İlk ayetlerdeki “emrolunduğun şeyi yap” ifadesini “peygamberlik görevi” olarak algılamak burada bir görev halledildiğini gösterir. Yani rüyadaki mesaj ile bu hal arasında bir bitirilmiş görev göze çarpmaktadır. Yani çocuğunu secde ettirdi diye “rüyanı gerçekleştirdin” denmesi bir mantık boşluğu yaratırken, “çocuğunu kurban etmesi” akabinde “rüyanı gerçekleştirdin denmesi çok daha ayetlerle uyumludur. Bütün bu deliller hep bir noktaya işaret etmekte ve birbirini güçlendirmektedir. Aynı anda farklı noktalardan da ilk tezi zayıflatmaktadır.
5. İtiraz: Fidye Verilmesi
Ayetlerin devamında “bu bir imtihandır” ve “fidye olarak kurban” ifadeleri hadisenin netleşmesinde önemlidir. “Fidye” kelimesi Arapça’da bir yükümlülükten kurtulmak için verilen bedel manasına gelmektedir. “Zebh” kelimesi de “boğazlanacak” manasında kullanılır. Yani fidye olarak “boğazlanacak bir kurban” verilmektedir. Bu neyin fidyesidir? İlk teze göre açıklaması olmamasına rağmen, İsmail peygamberin kurban edilmesi yerine bir fidye verilmiştir. Yani daha önceki bilgilerle tamamen uyumlu ayetler görülmektedir.
6. İtiraz: Önceki Metinler
Tevratta ve İncilde İbrahim’in oğlunu kurban etmesi ve bunun üzerine ona bedel olarak bir kurban verilmesi kıssası anlatılır(İncil, İbraniler, 11, 17-19; Tevrat, Yaratılış, 22, 9-12). Kuran’da da evvelden serdedilen ayetlerde bu kıssa anlatılmaktadır. Daha önceki kitapların tahrife uğradığı ve bu yüzden böyle bir şekli aldığı iddia edilebilse de, kurban meselesinde neden bir insanın kurban edilmesi gibi bir yalan söylenmiş olabileceği izah edilemez. Yani kimse bir kitabı tahrif, tevil, tahkir etmek için “oğlunu kurban etme hikayesi” uydurmaz. Çünkü daha pek çok konuda daha net bozukluklar yaratmak varken, böyle tartışmaya açık bir konuda bu şekilde bir hikaye veya yalan söylenmesinin bir anlamı yoktur. Tabi ki sadece bir anlamı olmadığı için bunu doğru kabul etmemiz gerektiğini söylemek mantıklı değildir, ancak diğer deliller ile birleştiğinde bu da ilk tezi çok zayıflatan ek bir delildir. Bu hikayenin yoktan uydurulmasına bir sebep bulunamaz.
Sonuç olarak, masum bir insanın öldürülmesinin “sünnetullah”a uymadığı fikri temelsiz ve yanlıştır. Kuran’daki ifadeler birbirini destekleyen 6 delil ile beraber bütüncül olarak incelendiğinde kesinlikle bir insanın kurban edilmesinden bahsetmektedir. Tezin kullandığı argümanlar ve gerekçeler içindeki birbirini tutmayan ve açıklanamayan mantık boşlukları bir kat daha yanlışlığını gösterir. Bu yüzden insanların kafalarına göre değil, bütüncül ve sistematik düşünmeleri gerekmektedir. Ufak bir anlayış bozukluğunda bu şekilde büyük yorumlar yapılırsa “ayetleri tevil” etmenin suçu olarak “şirk dairesi”nde kendilerini bulurlar.
Buradaki temel YANLIŞı anlamak için Kurandaki HÜKÜM ayetlere bakılması gerekir. Kuranda çelişki olmıyacağına göre özellikle HÜKÜM ayetleri ile çelişmemeniz gerekmektedir.
( Bir MASUM u öldürmek bütün insanlığı öldürmekle eş değerdir ) Hüküm ayetine göre
1=) Allah HÜKÜM ayetine ters olacak MASUM oğlunu öldür EMRİ verebilirmi ?
2=) yufka yürekli tanıtılan bir NEBİ MASUM oğlunu alarak aslında bütün insanlığı öldürmekle eş değer bir eyleme kalkışabilirmi ? RESUller insanlığa örnek olması için gönderilmişlerdir. MASUM oğlunu kesmeye kalkarak bütün insanlığı öldürmekle eş değer bir eyleme karışan bir NEBİ nasıl örneklik teşkil eder ?
3=) İbrahimin kavminde olsanız sizlere gelip (zina etmeyin,hırsızlık yapmayın MASUM öldürmeyin) yoksa cezanız cehennem olur diye TEBLİĞ yapan bir nebi ertesi gün dağ tarafından bir elinde KOÇ bir elinde MASUM oğlu ile gelip ben MASUM oğlumu rüyamda gördüm ve kesmeye götürdüm ama koç verildi dese kavmi ona ne der =? Daha dün geldin MASUM öldürmeyin cezanız cehennem olur dedin şimdi MASUM oğlumu kesmeye götürdüm diyorsun bu ne yaman ÇELİŞKİ diye sormazlarmı idi ?
4=) Yusufun kuyuya atılışını bile DETAylı anlatan Allah şayet KURBAN gibi bir ibadetin çıkışı bu olay olsa neden TEK Ayetle bile İbrahim aldı oğlunu kesmeye götürdü demesin ? Oğlunu kesmeye götürdüğü ile ilgili tek ayet yokken rivayetler nede çok şeyi DETAYlı anlatmış maaşallah.
5=) oysa ayetler TEBLİĞ EMRİ verildiği ilk günü anlatmaktadır. Kavmine çıkmış TEBLİĞE başlamış ama hakaretlere küfürlere maruz kalıp gecede oğlunu rüyada PUTperestlerin arasında görünce BOĞAZLAMAYA kalkmış ama uyanmış bu bir RÜYAdır sonrada ertesi günü bu RÜYAyı anlatarak oğlundan YORUM beklemiş çünki DİNDE ZORLAMA yoktur. şayet oğlu RÜYAdaki gibi davranırsa onu NUHUN oğlunu zorlamadığı gibi zorlamıyacaktır. oğluda ( emronulan şeyi yani tebliğ emrini yerine getir ) demiş oğluna tebliğ yapmış oğlu kabul etmişki ESLEMA diyor ayet yani allaha ve islama teslim olan oğluna NAMAZı öğretip bu gün her müslümanın yaptığı gibi alnı üzre yatırmıştır.
6=) internette HZ ibrahimden mektup var LİNKİ ni bulup okuyabilir DETAYLI açıklamayı okuyarak aydınlanabilirsiniz.
Bunlara zaten yazida cevaplar verilmis.
cevap verilmişmi ?? mesela bana 3.sorunun cevabı nerde verilmiş söylermisiniz?
Siz cevap vermiyor aksine KESME konusu sanki gerçekmiş gibi ( sanki ayet varmış ) gibi deliller getirmeye çalışıyorsunuz. Oysa ben Kuranda Hz İbrahimin gerçek hayatta oğlunu kesmeye götürdüğüne dair TEK AYET yazmadığını özellikle söylüyorum. 5. bölümdede saffat suresinde geçen olayın ASIL TEVİLini yapmaya çalıştım. Kuran başka bir şey anlatıyor ( TEBLİĞ yani RESUL lük emri geldiği ilk gün sonra gece gördüğü rüya (ne gördüse tamamında ..benim düşünceme göre kavmi hakaret ve küfürler ettiği için oğlunuda RÜYAda onların yanına gördü ve oğlunu BOĞAZLAMAYA kalktı ama bu bir RÜYAdır ve uyandı) Ertesi günde bu rüyayı anlatıp oğlundan yorum bekledi ve sonra tebliğ yapıp oğlunun İSLAMA girdiği MANZARAYI anlatan ayetler olduğunu söylüyorum.
Yani yapılan iddiaların KURANİ referansı olmadığını ASLA ve asla tek ayette bile hz ibrahimin (gerçek hayatta) oğlunu (MASUmu) kesmeye götürdüğüne dair tek ayet olmadığını ve Kuran başka bir olayı RESMEDERKEN uydurmacılara iş düşüp sanki oğlunu kesmeye götürmüş gibi RESMETTİKlerini söylüyorum.
Asıl uydurmacı sizsiniz. Çünkü bu vaka tevratta da aynen bu şekilde geçer. Siz anlayamadiginiz için âyetleri kendi yapay mantığıniza uydurmaya çalışıyorsunuz. Eğer Kuranda oğlunu kurban ettiği vakasinin gercekte olmadığı ifade edilecek olsaydı tevratta yazana bir eleştiri getirilirdi veya işin aslı öyle degildir derdi. Zaten tartışılması gerçekleşmemis olan bu hadise aynen tevrattaki gibi anlatılıyor. Kuran da bu algı üzerine butun detayları vermeden ony tasdik ederek anlatır. Buyuk bir yanlış anlama varsa bunu vurgular ve duzeltir. Sizin gibi çarpıtma yapmaya lüzum kalmaz.
Bakın kardeşim eğer DELİL Tevrattan değil Kurandan verilecekse size iki (2) soru soracağım lütfen bana AÇIK ça cevap verin ve DELİL ayet getirin.
1=) Kuranın herhangi bir yerinde ( Allahın MASUM oğlunu KES emri ) hangi ayette verilmiş yada hz İbrahim oğluna gelip oğulcağızım seni kesmem bana emredildi nerde diyor ?
2=) Kuranın her hangi bir ayetinde ( gerçek hayatta ) Hz İbrahimin oğlunu alıp kesmeye götürdüğüne hatta bıçağın taşı kesip oğlunu kesmediğine hatta gökten bir Meleğin gelip KOÇ getirdiğine dair TEK AYET delil getirin.
Ha .. Getiremiyorsanız sizde UYDURMACILARdansınız ve bana değil Allaha hesap vereceksiiniz. şimdi bu İKİ SORUyu ahirette Allah kuranı açıp sana soruyor gibi cevapla ve DELİL getir alnından öpeyim.
Allahın MASUM oğlunu KES emri asla yoktur. hz İbrahim oğluna gelip seni KESMEM bana emronuldu asla dememiştir. hz İsmailin ( tebliğ emrini ) kasdedip (emronulan şeyi yap ) kelimesine yanlış mana verip sanki kesme emri veridli diye anlıyorsanız MANTIKınızı bir sorgulayın. (emronulan şeyi yap ) kelimesinden sonra gelen kelime (eslema)dır. eslema = İslama Allaha teslim olmaktır. oğlunu kesmenin eslema’sımı olur ?
Kuranda Oğlunu (masumu ) KES ayeti olmadığı halde. hz ibrahimin gerçek hayatta oğlunu alıp kesmeye götürdüğüne dair tek ayet olmadığı halde. NASIL olurda UYDURMALARA kanarsınız bu RİVAYETÇİLER çokmu MAHİR ? Bir DELİ kuyuya taş atmış şimdi hangi akıllı çıkaracak düşünüyoruz. peh…
Siz bir delil istemissiniz. Yazida ise deliller sirayla siralanmis.
ŞU MANTIK ınızda yanlış ne yazmışsınız . Çürütelim :
(yazınızdan kopyadır ) : Eğer Kuranda oğlunu kurban ettiği vakasinin gercekte olmadığı ifade edilecek olsaydı tevratta yazana bir eleştiri getirilirdi veya işin aslı öyle degildir derdi.
Tevratta YAKUP resulünde TANRI ile Güreştiği ve onu yendiğini anlatır. Sizin MANTIĞınız doğru ise şayet Allah neden bunu düzeltmiyor. Yoksa gerçekten herşeyden münezzeh olan Tanrı Yakupla güreşmişmidir ?
Kuran Tevrattaki bütün yanlışları düzeltecek diye bir kural yada emirmi var sizce ?
Bakın MANTIKlı yazılarınız var amenna ama çok büyük MANTIK hatasına boyun eğmişsiniz.
ayrıca bu ayetler Kuranın olmassa olmaz emri değildirki. kuran ayetleri yorumlanabilir.şayet bu YORUM Allahın sünnetine uygun değilse Allahın hüküm ayetlerine ters ise ve şayet Allahın sünnetine uygun yeni bir YORUM geliyorsa neden itiraz ediyorsunuz ?
İkibuçuk Milyar hristiyanın İsaya Tanrının oğlu diyor olması ve onların çoğunlukta olması onların doğru yolda olduğunu yada doğru söylediklerini kanıtlarmı ?? Tabiiki hayır.
işte Hz iibrahim hakkında milyonlarca insanın onu oğlunu kesmeye götürdüğüne inanıyor olmasıda onların doğru yolda olduğunu yada doğru söylediğini kanıtlamaz.
ÇÜNKİ= bir MASUM u öldürmek bütün insanlığı öldürmekle eş değer kuran varken Allah böyle bir EMRİ asla vermez bunu iddia etmek Allaha ve nebiye HAKARET etmek demektir.
Metin bey, peygamberliğin ilk günü diyorsunuz.Yani peygamberlik görevini alıp tebliğe başladığı konusunda bir delil yok.Başlamışsa bile bu direkt tebliğ etmesi gereken bir emir gibi görünmüyor.Rüyada görmüş .Yani bu ibrahim peygambere özgü -spesifik bir test gibi görünüyor.O zaman diyebiliriz ki Allah’ın amacı İbrahim peygamberin oğlunu kesmesi değil.Daha doğrusu amaç Allah’ın rızasını kazanmak için masum kurban etmek olamayacağına göre amaç peygamberliğe liyakat testi, teslimiyetin ispatı.Ayrıca bu konuyla birebir örtüşmese bile masum öldürmeyi eleştiren biri daha vardı hatırlarsınız meşhurdur Kuranda geçer “Musa ile Hızırın birlikte seyahatinde anlatılır.”Musa da çocuk öldüren Hızır’ı eleştirmişti. Saffat suresi 100-108 ayetlerini çeşitli meallerden defalarca okudum.Geleneksel anlayışın doğru olduğu kanısı her defasında güçlendi.Özellikle 107.ayet oldukça net.Bedel-fidye olarak büyük bir ” bı-zıbhın ” yani kurban verdik diyor.Neyin bedeli ? ne kurbanı?Tabi yanılıyor da olabilirim.En doğrusunu elbette Allah bilir.
Veli kardeş tamamen yanlış bilgilerle dolanmışsınız. O kadar konuya değinmişsinizki hepsini kuran aslında çürütmüş
1=) FİDYE = Bir şeye karşılık bir şeydir. örneğin ORUÇ ayetlerine bakın .oruç tutamayan FİDYE olarak bir fakiri doyurmalıdır.
hz.İbrahimin zorlu RESULlük görevii karşılığı FİDYE olarak onun adı ile AZİM yani kıyamete kadar sürecek şerefli bir İBADETi başlatmıştır. Siz hani çocuğu kaçırılına FİDYE isteniyor ya siz onla karıştırıp oğlunu kesmemesi karşılığı FİDYE olarak verildi sanabiliyorsunuz.
2=) Kurban emri vardır. Kurbana karşı sözümüz yok. hayvan Kurban ibadetinin başlaması için İnsan kurban edilecek diye neden bağlantı kuruyorsunuz. Kurban emrinin hz. İsmaille zerre kadar alakası yoktur aslada olamaz. Kuranın HÜKÜM ayetleri ile çelişki olur. yüzyıllardır ÖLDÜRMEYECEKSİN emri olan Allah ve her RESUlü ile kavimlere bunu .tebliğ eden RESULler varken Allah NEBİSİNE asla böyle bir emir vermez vermemiştir verdi diyorsanız nerde hangi ayette verdi DELİL alalım? İsmailin (sen ne ile emronuldusan onu yap ) sözü Ona emredilen TEBLİĞ emrini kasdetmektedir. Beni kes öldür diye bir söz asla yoktur. Hz İbrahime ne emredilmiştir TEBLİĞ emri verildi değilmi ? Zaten oğluna tebliğ yapmış oğlu kabul etmişki hemen ayetin burasında ESLEMA diyor oğlu islama allaha teslim olmuş. yahu arkadaşım oğlunu kesmenin esleması olmazki.
3=) Allahın sünneti var Allahın HÜKÜM leri var Allah İbrahime has böyle kendi ile çelişen bir TEST yapmaz. Allahta YASALarına sünnetine uyar çünki. Çelişki olur. Ayrıca hz ibrahim çok akıllı bir adam . kainata göğe yıldızlara güneşe bakan fikir yürüten aklını çalıştıran Allaha bile bana ölüleri nasıl diriltiyorsun diye sorabilen biri. Şayet böyle bir emir olsa hz ibrahim Allaha bile bunun sebebini sorar hüküm ayetlerin var senin sünnetinde böyle bir uygulama asla olamaz derdi inanın. Hud 74. ayetini açın LUT kavminin helaki için gelen melekler var İbrahime anlattıkları anda İbrahim bizimle lut kavmi hakkında MÜCADELEYE girişti diyor. Hani TESLİMİYET ? Allahın emri gelmiiş lut kavmi helak olacak. Allahın emri derdi ve teslimiyet gösterirdi değilmi ? Bir kavim hakkında mğcadele eden canı kanı tek evladı hakkındamı mğcadele etmiyecek. Ayetler arasındaki bu diologları anlamassanız. UYDURMACILARA her zama iş düşecektir. TESLİMİYET Allahın fıtrat üzre emrettiği DOĞRU İYİ Ve güzel olan herşeyedir. TESLİMİYET Allahın kötü olan şeyleri yasakladığı şeylere uzak durmaktır. APTALCA şeylere TESLİMİYET olmaz. Yüzyıllardır öldürmeyin diyeceksin………..sonra oğlunu öldür diyeceksin bir nebine sonra dur dur vazgeçtim alsana koç diyeceksin. allah MÜSAMEREmi yapıyor sizce ? Allahın DİNini oyuncak maskara yapanlarla bir olmayın. KURBAN garibanlar ,et yiyemeyenler,fakirler düşünülerek TOPLUMSAL bir ibadet ve toplumsal bir dayanışma olması için gönderilmiştir.
4=) Hz İbrahim 3 saniyemi bir RÜYA gördü ? Rüyanın tamamı nedir ? Hz Yusuf suresinde mahkumların, kıralın rüyası bile DETAYlı anlatılırken bu ayetlerde rüyanın tamamı anlatılmamıştır. ( rüyada oğlunu resullüğüne inanmayıp karşı gelirken görmüş ve kızgınlıkla BOĞAZLAMIŞ olabilir ) ertesi günde bu rüyayı anlatıp ( oğulcağızım ben bir rüya gördüm deyip ”rüyasını anlatmış” ve devamında seni boğazlıyordum demiş ).. Oğlundan bu rüyanın yorumunu istiyorki ona tebliğ yapacak şayet rüyadaki gibi karşı gelirse DİNDE ZORLAMA yoktur ilkesi vardır. Lakin oğlu = emronulduğun şeyi yani tebliğ emrini yap diyerek babasına destek vermiş oda oğluna tebliğ yapmış ve oğlu kabul etmişki ayet ESLEMA diyerek oğulun islama ,Allah teslim olduğunu yazıyor. Hatta İSlama giren oğluna NAMAZı öğretip onu ALNIZ ÜZERine yatırmış siz namazda ALNI ÜZRE yatmıyormusunuz ?
5=) Gelelim MUSA ve ALİM Kul yani sizin Hızır dediğiniz ama Kuranda Hızır ismi geçmeyen RESUL anlatısına. Bu ayettede Alim kuıl asla bir çocuk hatta MASUM bir çocuk öldürmemiştir. Çünki ayette ( bir cana karşılık bir can ) denerek KISAS tan bahsediliyor. Yüzyıllardır ÇOCUK lara asla KISAS uygulanmaz. Şimdi madem ÇOCUKLARA kısas yapılmıyorsa neden ayet KISAStan bahsediyor. Bu gulam= genç delikanlıdır. Reşittir ve Allaha savaş açmış hatta bu yüzden bir yada bir kaç kişiyi öldürmüş bir KATİLdir. MUSA o BELDE de YABANCıdır ve orayı ve insanları tanımamaktadır. Kuran MUsanın gözü ile olayları anlatmaktadır. ALİM kulda orada gerçekten bir RESUldür ve Yüksek bir makamda o halkın Saygı duyduğu ve YASALarı uygulayan biridir. O genç yakalanmış KISAS uygulanmış ama mUsa olayın iç yüzünü bilmediği için ( KISAS olmadanmı öldürdün ) diye söylemiştirç Musanın böyle söylemesi o olayı öyle olduğunu kanıtlamaz. Adam bilmiyor ve böyle bir soruyu sorabiliyor. Ayetlerin sonunda ( tefsirciler ayeti yamultarak anne babasını yoldan çıkarmamak için öldürtdüğünü söylüyorlar ama ayet asla bunun için öldürdük demiyor. Yani ÖLDÜRME sebebi değil bir temenni sözü anlatıyor. Çünki Bu genç yakalanınca KISAS yapılacağı için ve genç öldürüleceği için anne ve babaya Allahın temiz bir evlat vermesini temenni ediyor. Yani bu konuşmanın az evveli verilmiş olsa Kısas için öldürüleceği anlatılmış ve devamında ailesi hakkında bir temenni sözcüğü olduğu anlaşılacaktır. UYDURMA RİVAYTE ve anlatılar devreye girmiş ve bir kuıyamet olmayan HIZIR hikayeleri anlatılmıştır. Musa ve alim kul kıssasındada asla MASUM bir ÇOCUK öldürülmemiştir. Bu iddia Allaha ve nebilerine iftiradır. kanmayın. Çünki allahın sünnetinde ( sünnetullah) Asla bir değişiklik göremessiniz ve Kuranda asla çelişki olmaz.
Diyelimki bir OTOYOL kenarından giderken insanlar toplanmış ve oraya yöneldiniz. Devrilmiş bir araba ve arabanın içinde gazete ile örtülmüş iki ceset. Yanınızdakine sorarsınız ( kaza nasıl olmuş ? ) Oysa ertesi günü gazetede o haberi şöyle okursunuz. Mafya OTOYOLDA iki kişiyi infaz etmiş Çarpraz ateşe tutulan araba hakimiyeti kaybolunca takla atarak ters dönmüş içindeki iki kişide öldürülmüştür. Yani sizin ilk gördüğünüz şey DOĞRU olacak diye bir şey yok. İşin aslını bilmek gerekir. Musa ve Alim Kul kıssasındaki olayda bunun bir benzeridir. Alim Kul Kısas yapmış ama Musa oranın yabancısıdır. Alim kula genç bir delikanlıyı kısas olmadanmı öldürdün diye sormuştur. Çünki olayın iç yüzünü bilmemektedir. Birde tefsirler bu DELİKANlıyı MASUM bir ÇOCUK olarak lanse edince olanlar olmuş uydurmacılara iş düşmüş ve bir kıyamet HIZIR hikayeleri anlatılmış ve insanlara inandırılmıştır. Kuran bir çok ayetinde AKLA sorular sorar ve düşünmeni ve aklını çalıştırmanı ister. ZAN dan uzak dur der. Sizde işin iç yüzünü bilmediğiniz konular hakkında ZAN na kapılmayın derim nacizane.
Orhanozturhan kardeş yazınızı bir kere daha detaylı okudum. İnternette bu konuyu en çok konuşan tartışan ve hz ibrahimi en çok savunanlardan biriyim.
Olayın iç yüzünü ve ayrıca RÜYAnın tamamında ne gördüğünü bilmiyoruz (3 saniyemi rüya gördü ? oğlunu keserken görüyor hop uyanıyor ve kalkıp kesmeye kalkıyor !!!) bu ne basit bir MANTIKtır. göğe yıldızlara bakıp akıl yürüten,Allaha bile ölüleri nasıl diriltiyorsun bana göster diyen bir NEBİ böyle aptalca bir şeye nasıl kalkışır ( bir MASUM u öldürmek bütün insanlığı öldürmekle eş değer iken ) Belliki bir RÜYA görmüş o rüyanın etkisi ile öfkelenip oğlunu BOĞAZLAMAYA kalkmış ama belkide kan ter içinde uyanmış.
Yani RÜYA anlatıldıktan sonra oğlu ( emronulduğun şeyi yap ) diyor. Ayetlerde oğlunu KES emri yokki. emronulduğun şey cümlesine oğlunu KESME emri diye MANTIK hatası ile araya rivayetler sokularak ayetler anlatılıyor. Yoksa kuranda o uydurmacıların anlattığı olayların hiç biri anlatılmıyor.
TEK MANTIK hatası oğulun ( emronudluğun şeyi yap) cümlesine başka bir MANA verilmesinden dolayıdır. Oğlu baba beni kes öldür diyormu ?
Ayetlerin müteşabih olduğu kaçınılmazdır. yani örneğin :
1=) Allah biz İbrahime oğlunu kesmesini emir ve vahy ettik rüyasında diyebilir bu NET olurdu hangimiz itiraz edebilirdikki ?
2=) Hz ibrahim oğlunu yanına aldığında oğulcağızım seni kesmem bana emredildi diyebilirdi ve buda net olurdu nasıl itiraz edebilirdikki ?
3=) İbrahim aldı oğlunu kesmeye götürdü ama biz engelledik ve bir koç gönderdik diyebilirdi bu durumda ne itirazımız olacaktıki ?
4=) lakin RÜYAda ne görüldüse oğluna RÜYAyı anlatıp sonunda onu boğazladığını söyleyip YORUM bekliyor. bakalım rüyanın o içeriğine oğlu ne yorum katacak
5=) Oğulunun TEBLİĞ EMRİni kasdettiği açıktırki Baba oğluna tebliğ yapmış ve oğlu kabul etmişki ayetin burasında ESLEMA ( Allaha ve islama TESLİM OLDU ) diyor. Oğlunu kesmenin nesi ESLEMA anlamak mümkün değil ?
6=) Alnı üzerine yatırdı kelimeside TEŞBİHİ bir anlatımdır yani neden oğluna namaz kıldırdı yada SECDE ettirdi yazmamış diyorlar. Kuranda NAMAZ kelimesi yoktur. SALAT olarak geçer ama SALATın ondan fazla anlamı vardır. ayrıca secde kuranda sadece namaz secdesi olarak geçmez. boyun eğmek itaat etmek manaları vardır. Bunun için yüzmilyonlarca müslüman her gün ALNI ÜZRE YATTIKLARı için bu ifadelerle ve teşbihi yani benzetme yöntemi ile anlatılmıştır.
7=) Arapçada ZBH fiili bir çok manada kullanılmaktadır. Yani kesmek,boğazlamak,kurban etmek manaları vardır. Bu ayetlerdede BOĞAZLAMAK= ZBH ile anlatıldığı için KASITLI olarak ( Oğlum beni seni KURBAN EDERKEN GÖRDÜM) manası vermekteler. Oysa oğlunu rüyada öfjelendiği için BOĞAZLAMAYA kalkmıştır ama neticede bu bir RÜYAdır ve gerçek hayatta oğlunu kesmeye götürdüğü ile ilgili Kuranda TEK AYET YOktur.
İnternette ( Hz. İbrahimden mektup var ) yazıp arayın BLOGCU sitesindeki yazıyı ve detayları okumanızı rica ediyorum. Bana aittir. ayrıca bu konuda bir kaç farklı bakış açısı ile olayın anlattığı yazılarımı bulabilirsiniz.
Bir insanı öldürmek haramdır. Ancak birisini öldürmüş ise değişir. Allah birisinin canını almayı istiyorsa masumu öldürmemek diye bir kural olmaz. O canı veren Allah istediğinde alabilir. Bu haksızlık değildir. Siz de kes diye ayette bir kelime yok diyorsanız gözlerinizi ovusturun ve tekrar okuyun. Yanınızda sözlük de alin.
Allah istediği canı alır . İnsan can alamaz Özellikle bir MASUM u asla.
Allah insana yasak ve emirlerini sunar. çünki bu kitaptan sorulacaksın der.
Yoksa Depremler oluyor masum çocuklar ölüyor. Allaha adfedilemez olay
Bu Kıssadaki olay Allahın CANI alması değil bir kulun RÜyAdan dolayı MASUM oğlunu kesmeye götürdü sanılmasıdır.
Oğlunu kes,boğazla yada ÖLDÜR emri yok ayette kimin sözlük alacağıda belli oldu. ( Bakın ( oğlunu kes ) ayetini getirin yada hz İbrahimin oğlunu gerçek hayatta oğlunu kesmeye götürdüğüne ait Kurandan TEK AYET getirin ÖZÜR dileyeceğim ve hatta ömür boyu size KUL köle olacağım SÖZ.
Peki sözlükleri karıştırarak araştırın bakalım ya böyle söz bulamassanız ne olacak ?
MANTIK varsa lafı iyi anlayın :
Rüyada boğazladığı doğrudur bu bir RÜYA . Ben gerçek hayatta diyorum.
Diğer taraftan gerçek hayatta yada Rüyada ( Oğlunu KES EMRİ asla ve asla yok ) Oğulun emronulan şeyi yap kelimesine KASITLI olarak KESME emri verildi deniyor oysa emronulan şey: TEBLİĞ EMRİdir. KESME EMRİ asla yoktur ama Hz İbrahim bir NEBİDİR ve diğer NEBilerde olduğu gibi ona TEBLİĞ EMRİ verilmiştir.
Yani KESME emri göremiyoruz ayetlerde ama biliyoruzki o bir NEBİ ve ona emronulan şey TEBLİĞ EMRidir.
orhanozturhan kardeşim, Ayetin Arapça metnini aşağıya alıyorum, burada kesmekle ilgili Allah’a ait bir emir kipi varsa, o ifadeyi gösterebilir misiniz? Kesinlikle kesmekle ilgili Allah’a ait bir emir yok. Ayette (افعل ما تؤمر) ”if’âl ma tü’merü” var, ki bu söz Allah’a değil,Hz.İbrahim’in çocuğuna aittir. Burada da beni kes veya boğazla demiyor, ayrıca çocuğun babasına
(افْعَلْ مَا تُؤْمَرُ ) cümlesindeki (ما ) harfi (وقيل ما مصدرية على معنى افعل أمرك) masdar olduğundan, (افعل أمرك)‘’emrini uygula,istediğini yap,’’şeklinde de olur. Bkz: Fethul Kadir, ed Durrul Masun ve el Keşşaf gibi tefsirlerindeki ayetle ilgili bazı alimlerin görüşleri: Ayrıca ”O canı veren Allah istediğinde alabilir.” diyorsunuz,bu doğru, ama bir insanın eliyle değil,bir kimseye git öldür demez, o kendisi onun hayatına son verir. Öldürmeyi yasaklayan yüce Allah birine git öldür,git çocuğunu kurban et asla demez. Bir yandan öldürmeyin diyecek, öbür yandan en sevdiği kuluna git oğlunu kes diyecek böyle bir şey düşünülebilir mi? İşte ayetin Arapça metni aşağıdadır, burada kesmekle ilgili Allah’a ait emir kipi hangisidir?
فلَمَّا بَلَغَ مَعَهُ السَّعْيَ قَالَ يَا بُنَيَّ إِنِّي أَرَى فِي الْمَنَامِ أَنِّي أَذْبَحُكَ فَانظُرْ مَاذَا تَرَى قَالَ يَا أَبَتِ افْعَلْ مَا تُؤْمَرُ سَتَجِدُنِي إِن شَاء اللَّهُ مِنَ الصَّابِرِينَ ﴿١٠٢
Saffat-102:(Çocuk) Babasıyla beraber koşup gezecek,(babasını anlayacak) çağa gelince, babası:“Ey Oğulcuğum! Rüyamda hep seni boğazlayacak vaziyetteyken görüyorum. Bir bak, sen ne düşünüyorsun (bu rüya hakkında görüşün nedir)?” dedi. Çocuk babasına “Ey babacığım! Sen emir olunduğun (uygun gördüğün) şeyi yap. Şüphesiz ki, Allah dilerse beni sabredenlerden bulacaksın” dedi.
Selam ve saygılarımla.
Bu yoruma bakılırsa 8 sene evvel yazdığım yazıyı hiç okumadığını görüyorum. Okumadan yorum yapman doğru olmaz. Bence gayet sarih bir şekilde açıklanmış. İtiraz edilecek bir boşluk bırakmıyor. Allah öldür demez tezine biraz fazla güveniyorsun zannediyorum. Kafandaki Allah ile gerçekler uyuşmuyor olabilir. Bu sana ayetleri eğip bükme özgürlüğü vermiyor. Objektif davran ve ne yazıyorsa onu oku.
Sadece belki kafanızdaki ezberleri bir saniye olsun sorgularsiniz diye son bir şey söyleyeceğim. Bir cümlede kelimenin hangi manada kullanıldığını sözlüğü açıp tek tek kelimelerin hepsi için secmece yaparak çözmeye çalışırsanız tahrif edemeyeceginiz hicbir cumle yoktur. Usul bilmiyorsunuz belki ogrenirsiniz diye bu size bir öğüt. Cümlede bir kelimenin ikili üçlü manası olduğu olur. Ancak diger kelimelerin böyle bir durumu olmaz. Çünkü her kelimenin ikili manasi olsa 3 kelimelik bir cumlenin bile manasi kesince anlasilamaz. Gercekte ise cumlede kelimelerin sabit manalari varken çok az bir kısmı ikilidir ve bu ikilem BAĞLAM ile açıklığa kavuşur. Yani diger kelimeleri anladigimiz takdirde soru işaretli kelime anlasilir ve hangi manada kullanildigi ortaya çıkar. Sizin yaptığiniz tahrife gelince. Siz BAĞLAM diye bir şey bilmiyorsunuz. Cumledeki kelimeleri rasgele sozlukte ne yan manalari varsa onlardan seçip kafaniza uyana kadar degistirebileceginizi zannediyorsunuz.
Sizin bilmediğiniz şeyde Kuranda ZAMAN ARALIĞI olmadığıdır. Yani bizim kitaplarımızda biz olayı (aradan 7 yıl geçti ) şu oldu sonra (aradan 10 gün geçti) şu oldu diye ZAMAN bildirerek anlatırız. oysa kuranda böyle bir ZAMAN aralığı yoktur. Olayın gerekli kısımları anlatır geçer. özellikle YORUMA açık bırakması (AKLA SORULAR SORDUĞU ) içindir.
Bu ayetlerde uzunca bir olayın ZAMAN ARALIĞI belirli olmadan sıra ile anlatılmasından kaynaklanmaktadır. Yani TEBLİĞ emri verildiği ilk gün şu oldu kavmine çıktı hakaretlere karşılaştı gecede oğlunu putperestlerin arasında görünce BOĞAZLAMAYA kalktı ama rüyadan uyandı ve ertesi gün oğluna bu rüyayı anlatarak ondan YORUM bekledi ve oğluna TEBLİĞ yaptı ve oğlu TEBLİği kabul etti ve babasına zorlu peygamberlik yolunda bende seninle sıkıntılara katlanacağım dedi ve sonra onu alnı üzre yatırarak namaz kıldırdı ve bizde ona zorlu NEBİlik görevlerine karşılık onun adı ile anılacak ŞEREFLİ _AZİM bir KURBAN ibadetini toplumsal dayanışma yani fakirler et yiyemiyenleri düşünerek başlattık nebilik gerçekten BELAlara katlanmak demekti asıl İMTİHAN bu idi diye anlatabilirdi.
Ama bakın iki farklı türde anlıyacağımız şekilde MÜTEŞABİH yolla anlatarak insanın aklını imtihan etmektedir.
Yani bunu ister (oğlunu kesmeye götürdü ) diye anlayabilirsiniz . isterde oğluna TEBLİĞ yaptığı ile ilgili anlayabilirsiniz. Hayatta herşey ZITTı ile vardır ( artı-eksi….kadın-erkek….. zayıf-şişman… vs. Lakin ALLAHI ve mesajı iyi yorumlayan Kuranı bütününü anlıyan Allahın sünnetini,YASalarını yani sünnetullahı bilen Allahın esmalarını bilen insan şayet Allah oğlunu kesmesini emretti diyebiliyorsa bu Allaha iftiradır.
Şayet yüce bir NEBiye MASUM oğlunu alarak HÜKÜM ayetlere ters öldürmeye yani aslında bütün insanlığı öldürmeğe götürdü diyebiliyorsa buda o NEBİ ye hakarettir.
Çünki HÜKÜM AYET var. ( Bir MASUM u öldürmek bütün insanlığı öldürmekle eşdeğerdir )
AYETler yorumlanabilir ama HÜKÜM ayetler yorumlanamaz çünki HÜKÜM verilmiş karar kesilmiştir. bizim yorumladığımız müteşabih ayetlerdir. Müteşabih ayetlerde ASLA hüküm ayetlerle çelişkili yorumlar olmamalıdır. işte YANLIŞınız burada. Bunu böyle yorumlamak sizin İMAnınızı azaltmazki. Allahın sünnetine,esmalarına çelişki olmayan bir yorum geliyor ve hüküm ayetlerle çelişmiyor. Nesine itiraz edip HÜKME ters allahın sünnetine,esmalarına ters bir yorumu hala SAVUNABİLİYORsunuz !!!
Bakın bir HÜKÜM Ayet daha yazıyorum belki kafanıza bir şey DANK eder inşallah
NİSA 93 :Kim bir mümini kasden öldürürse cezası, içinde ebediyen kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lânetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır
1=) Allah LANET ettiği bir şeyi NEBİsine EMREDER mi ?
2=) Yufka yürekli bir NEBİ Allahın lanet ettiği bir eyleme kalkışabilir hatta bütün insanlığı öldürmekle eş değer bir işe kalkışırmı ?
Bakın kardeşim yüzlerce yıl evvel NEBİler geldi ve TEBLİĞ yaptılar ve kavimlerinden azı hariç hepsi İNKARCI oldu ve helak oldu gitti. İnsanlarda nedense DOĞRU bildiğini sandığı şeyler beyninde yer ettiği için yeni bir FİKİR gelince düşünüp karşılaştırmak yerine İNKAR etme hastalığı vardır.
Ben ateist değilim. ben KURBAN yok demiyorum tam tersi var ama hz ismaille zerre kadar alakası yok diyorum. Ben kuranı DELİL alıyor ve HÜKÜM ayetlerle geliyorum .
İNKAR insana bir şey kazandırmaz tamamen tersi kaybettirir. Düşünün,akledin,sorgulayın,araştırın diyebilirim sadece size ve sizin gibi düşünenlere
Allah lanet ettiği bir şeyi nebisine emretmez. İbrahim de lanet edilmiş olunan KASTEN ÖLDÜRME fiilini işlemiyor. O Allah ne emrederse onu yapıyor. Sapla samanı karistiriyorsunuz.
Allah ona ne emrederse yapar… Allah ne emretti ona ( tebliğ emretti değilmi ? )
Çünki KES – ÖLDÜR diyemez. LANET ettiği bir şeyi NEBİSİNE emredermi ?
bir NEBİ Allahın lanet ettiği bir şeyi uygulamaya kalkarmı ?
SAPla SAMAnı kim karıştırıyor hala ??
Allah’in lanet ettiği şey birinin hayatına son vermek değildir. Hızır ile Musa yürürken bir çocuğu da öldürmüş tür. Sizin anlama şansınız olmayan sebeplerden. Allah haksız yere sebepsizce öldürmeyi lanetlemistir. Kendi verdiği cani almak istemesi haksız değildir. Bu Allah’in muhtemel bir hakkıdır.
SİZ benim yorumlarımın tamamını okumuyorsunuz bile anlaşıldı . ÖNCE DEĞER verin ve sayfanıza yazılanları okumadan yada yarım yamalak okuyup YANIT yazmayın…….. Çevirin sayfayı yukarıya tek tek anlamaya çalışarak okuyun yeniden. bakın yukarda (VELİ diye bir arkadaş sormuş bu konuyu cevaplamışım ) MUSA ve HIZIR masalının gerçeğini anlattım hatta bu konuda kitabımdada bir BÖLÜM var. göndereyim okuyun. umarım aydınlanırsınızda NEBİlere (belkide farkına varmadan ) İFTİRA etmekten vazgeçersiniz. masum çocukmuş peh….. Böylemi anladınız kuranı ?
Sizin her kelimedeki tahrif çabanızi tek tek ciddiye alıp cevaplamaya kalkarsam bütün vaktimi ayirmam gerekir. Açıklamalarınız yetersiz ve akildisi. Yazida sarih sekilde maddeler mevcut kimse birinin kafasini yere koyarak namaz ogretmez. Tebliğ gorevi konusu varken fidye olarak koç verilmesini aciklayamadiniz. Daha dogrusu hicbir maddeye bir cevap veremediniz. Laf kalabalığı ile geçiştirmek taktigini yemeyecek kadar cok tartismada bulundum.
YAZIları….yorumları okumadan cevap veren birine ne denir ve bu adam birde kendi yazısının altına yazıyorsa ? yahu VELİ diye arkadaş yorum yapmış ona cevap olarak FİDYE olayını açıkladım. neden açıp okumuyorsun ? hatta kurandan örnek verdim FİDYE konusuna.
ayrıca kuranda NAMAZ kelimesi geçmediği için ve ayrıca secde = namaz secdesi olarak değil genelde boyun eğmek itaat etmek manalarına kullanıldığı için TEŞBİHİ bir yolu seçmiş çünki MİLYARLARCA İNSAN her gün NAMAZ kılarken ALNI ÜZERİNE YATIYOR….. Neden oğlunu kesmeye kalktı demiyor sizce ??? Neden oğlunu aldı kesmeye götürdü demiyor ayetler sizce ??
Yorumlarınızı sırf okumamış olmamak için okudum ve verdiğim cevaplar yazıdaki maddeler icinde hala duruyor. 1. Secdeye bir insanın kafasini yatırıp namaz öğretmek için getirmez. Bu sizin zorlama yorumunuz. Namazi kılar oğlu onu taklid eder normal bir insan ise. 2. Kurban etmek fiili ayette geçiyor. Ve fidye varsa ortada bir bedel vardır. Bir Koç bedelse can bedelidir. 3. Ortada bir imtihan olduğu soyleniyorsa oğlundan ayrilmayi goze almak buna uygun bir senaryodur. Ancak sizin uydurma senaryonuzda ibrahimin neyle sinanip sinavi geçtiği havada kalan bir mesele. Buna bir SENARYOLAR ARASI VEYA YORUMLAR ARASI AÇIKLAMA GÜCÜ diyoruz. Sizi mantiga davet ederim.
Biz olay işlendi ve oğlunu öldürdü demiyoruz zaten.
Ama Allah bu emri verdi diyenlere böyle bir KES emri vermedi. Sünnetullahı gereği ve Kurandaki HÜKÜM ayetleri önünüze serip böyle bir emri vermesinin mümkün olamıyacağını DELİL ayet getiriyoruz. Emrettiği şey her RESULe emredilen TEBLİĞ emridir diyoruz.
Diğer taraftan ( yufka yürekli ) Tanıtılan bir NEBininde sanki bir cani gibi oğlunu kesmeye kalkmasının mümkün olamıyacağını ve ÇELİŞKİ olacağını iddia ediyoruz. Bu nasıl YUFKA YÜREKLilikki oğlunu masumu canı kanı tek evladını öldürmeğe kalkar.
Sahi LUGATTAN ( yufka yürekli) ne demek bir bakarmısınız. yufka yürekli birine milyarları verin bir tavuğu kesemez arkadaşım siz neyi hala savunuyorsunuz. Değilki bu canı kanı evladı. bakın ya allah (haşa) yalancı.. yufka yürekli tanıttığı birine oğlunu kes diye emrediyor sonra bu nasıl yufka yüreklise oğlunu kesmeye kalkıyor ( hatta rivayetlere göre bıçağı boğazına vuruyor ve bıçak kesmiyor sonra taşa sürüyor bıçağı taşı kesiyor ) şayet boğazını kesse idi bıçak şimdi CANİ bir evlat katili NEBİ mi olacaktı ? Bu adamamı YUFKA YÜREKLİ diyor. MANTIĞINIZ nasıl çalışıyor ne yapmaya çalışıyorsunuz bu kadar DELİLe rağmen şaşıyorum.
Yufka yurekliye bir milyarlari verin tavuğu kesemezse bize yufka yürek lazim degildir. Hz. Peygamber savasta gerektiğinde kafa da kesmistir.
size YUFKA YÜREKLİ lazım olmayabilir lakin Kuranda bir NEBİsini YUFKA YÜREKLİ tanıtıyor lakin siz hayır oğlunu öldürmeğe kalktı diyorsanız. Oğlunu öldürmeye kalkan biri asla YUFKA YÜREKLİ olamaz .
şayet böyle bir olay gerçekleştise (haşa) Allah YALANCI …..
Yufka yürekli biri kendi canını feda eder ama ASLA ve ASLA eline bıçak alacakta oğlunu yatırıp kesmeye kalkacak !! Siz gerçektan şaşırmışsınız.
HUD SURESİ 75. AYET
İnne ibrâhîme le halîmun evvâhun munîb(munîbun).
1. inne : muhakkak ki
2. ibrâhîme : İbrâhîm
3. le : elbette, cidden
4. halîmun : yumuşak huylu, halim
5. evvâhun : çok içli, çok acıyan
6. munîbun : Allah’a yönelen, dönen kimse
Abdullah Parlıyan : Çünkü İbrahim çok yumuşak huylu, yufka, yanık yürekli ve kendini bütünüyle Rabbine yönelterek ona yakın olmak isteyen biriydi.
Adem Uğur : İbrahim cidden yumuşak huylu, bağrı yanık, kendisini Allah’a vermiş biri idi.
Ahmed Hulusi : Muhakkak ki İbrahim, yumuşak ve hassas kalpli, Rabbine dönük olan biriydi.
Ahmet Tekin : İbrâhim ihtiraslarına hakim, güçlü, temkinli, makul, müsamahakâr, bağrı yanık, kendisini Allah yoluna adamış biri idi.
Ahmet Varol : Doğrusu İbrahim çok yumuşak huylu, çok içli ve kendini Allah’a vermiş biriydi.
Ali Bulaç : Doğrusu İbrahim, yumuşak huylu, duygulu ve gönülden (Allah’a) yönelen biriydi.
Ali Fikri Yavuz : Çünkü İbrahîm, hakikaten yumuşak huylu, bağrı yanık ve kendisini tamamen Allah’a teslim etmiş bir kimse idi.
Bayraktar Bayraklı : İbrâhim cidden yumuşak huylu, duygusal, kendini Allah’a vermiş biri idi.
Bekir Sadak : Dogrusu Ibrahim cok icli, yumusak huylu ve kendini Allah’a vermis bir kimse idi.
Celal Yıldırım : Şüphesiz ki İbrahim çok yumuşak huylu, yufka yürekli ve kendini bütünüyle Allah’a veren bir kimse idi.
Cemal Külünkoğlu : Çünkü İbrahim, hakikaten çok yumuşak huylu, çok bağrı yanık ve kendisini tamamen Allah’a teslim etmiş bir kimse idi.
Diyanet İşleri (eski) : Doğrusu İbrahim çok içli, yumuşak huylu ve kendini Allah’a vermiş bir kimse idi.
Diyanet Vakfi : İbrahim cidden yumuşak huylu, bağrı yanık, kendisini Allah’a vermiş biri idi.
Edip Yüksel : Doğrusu, İbrahim çok yumuşak, çok duygulu ve sürekli (Tanrı’ya) yönelen biriydi.
Elmalılı Hamdi Yazır : çünkü İbrahim, çok halîmdir, yanıktır, ilticakârdır
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Çünkü İbrahim, gerçekten çok yumuşak huylu, yanık kalpli ve sığınandı.
orhanozturhan kardeşim,
1-Hangi savaşta Hz. peygamber gerektiğinde kafa kesmiştir? Gerektiğinde savaşta bile kafa kestiğine dair sahih bir rivayet veya kanıt yoktur. 2. Bunu, Hz. İbrahim ve oğlu ile kıyaslamanız ne derece mantıklıdır? Bu dediğiniz savaş hâlidir, peki Hz.İbrahim de kendi oğlu ile savaş hâlinde mi di? ki kendi oğlunun kafasını kesebilsin? Maalesef söz konusu yorumunuz bana mantıksız geliyor. Saygılar.
Bakın kardeşim okumaya meraklısanız öğrenme aşkı varsa DİNİ YAZILAR diye bir siteye bu konuyu yazmışım ve altında tam 46 tane YORUM var. İlk önce sizin gibi karşı çıkan hatta musa ve alim kul kıssasınıda soran insanlara soru cevap…soru cevap sonunda (okursanız göreceksiniz ) çok şiddetle karşı çıkan kişilerin DOĞRUYU buldum ve eski yanlışımdan döndüm deyip gerekçesinin neler olduğunu yazdığı yorumu okuyacaksınız.
Aşağıda hem SİTE adresi hem arkadaşın son yorumunu yazacağım. Umarım dikkatinizi çeker ve gerekli ilgiyi ( gerçeği öğrenme )adına gösterirsiniz.
SİTE ADRESİ ::http://www.diniyazilar.com/2012/12/rivayet-kulturu-2/
O YORUMLARDAN biri sitede karşılaşacaksınız zaten :
simsekDEC 27 2012 – 20:34 Reply
sevgili metafizik199 çok teşekkür ederim.
bu konuda sizin gibi düşünüyorum.önce ki yazdığım ve savunduğum yanlıştan döndüm.Allah ın sünnetine/yasasına/ve değişmez sünnetullah kavramına önce ki düşüncemin yanlış olduğunu düşünüyor ve doğruya adım attığımı düşünüyorum.olaya birde hz.ismail gözüyle bakmak gerekiyor.babamın peygamber olması beni kurtarmıyor. babam beni rüyasında görmüş beni kesiyormuş bende teslim olayım mantığı doğru değil nasıl olurda babam peygamber olsa bile benim yaşantımı sonlandırabilir ben buna niye teslim olayım.nerde kaldı benim imtanım.bu olay hz.ibrahimi sınamaksa neden kesilen yok edilen bir başkası yani hz.ismail olsun ki ben ismail olsam isyan ederim.niye yaşantıma son verdireyim.bir de benim buna razı olmam intihar etmek demektir.hayatın bu güzelliğini yaşamak varken hemde teslim olmuşken babamın peygamberliğini tastik etmişken ve yaratıcıya inanmışken ne den hayatıma son verdireyim.bunu ne hz.ibrahim yapar ne hz.ismail yaptırır.Allah ın peygamberlerinden hiç biri bunu isteyemez ve yapamaz.bu genel geçer tüm kurallara aykırıdır.bu Allah ın yasasına aykırıdır.
bu uygulamayı yapsa yapsa RİVAYET kültürü ile yetişen kendilerine yeni kurallar çizen ve müslümanları doğru yoldan çıkartmak isteyen.buhariler..mezhepciler..şeyhler..hocalar..celalettin rumiler…kadriler..nakşiler.. cübbelisi..takkelisi…dinayetlisi..koro halinde ne yaptığını bilmeyeni….ve digerleri..aslın da bizlerdenmiş gibi görünen ama bize benzemeyenler.yapsa yapsa bunlar yapar.
bunların ne abdesti benim gibi ne namazı ne orucu ……
teşekkürler metafizik199
Hz. İSMAİL KURBAN olayını ve Saffat 102-107 i TEVİL ediyor :
(Babacığım emronulan şeyi yap ) derken ben babama emredilen RESULlük -(Tebliğ) EMRİ’ini yerine getirmesini istedim. Çünki Gece RÜYAsında beni PUTperestlerin arasında görmüş ve öfkelenip (beni boğazlamaya kalkmış) ama uyanmış ve ertesi günü bana bu RÜYANIN YORUMUNU sormuştur.( ayetlerde rüyanın tamamı anlatılmadığı için şaşırmışsınız ve uydurma RİVAYETÇilerin tuzağına düşmüşsünüz.) Bende Babama olumlu cevap veripte (babacığım emronulan şeyi = TEBLİĞ EMRİ ni) yap deyince beni İSLAma davet etti ve bende KABUl edince bana NAMAzı öğretip beni SECDEYE yani (alnı üzerine ) yatırdı. Siz NAMAz da secdeye yatarken
^^ alnı üzerine ^^ yatmazmısınız ? Bu olay babama NEBİlik verildiği ilk
gün ve gecesi ve sonra ertesi günü bana TEBLİĞ yaptığı zamanı anlatıyor.
buneyye : oğulcuğum
innî : muhakkak ben
erâ : gördüm
fî el menâmi : uykuda
ennî : muhakkak ben
ezbehu-ke : seni boğazlıyorum
fanzur (fe unzur) : haydi bak
mâzâ : ne
terâ : görüyorsun -yorumluyorsun
kâle : dedi
( İşte ayetlerde bunu anlatıyor. Babam RÜYA sında beni öyle görünce boğazlamaya kalkmış ve ertesi günde benden bunun YORUM unu istemişti bende şöyle cevap vermiştim =
yâ ebeti : ey babacığım
if’al : yap
mâ : şey
tû’meru : sen emrolundun
se-tecidu-nî : beni bulacaksın
inşâallâhu (in şâe allahû) : inşaallah, Allah’ın dilemesi ile
min es sâbirîne : sabredenlerden
Çünki her gelen RESUL TEBLİĞ yaparken sıkıntılara BELA lara uğramıştır. babamda Tebliğ yaparken sıkıntılara katlandığı için bende ona DESTEK VERECEĞİMİN SÖZÜnü verdim.
fe : böylece
lemmâ : olduğu zaman, olunca
eslemâ : ikisi teslim oldu
ve telle-hu : ve onu yatırdı
li el cebîni : alnına, alnı üzerine
Bu ayettede ESLEMA olarak bildirilen şey benim İSLAMA TESLİM
olduğumu anlatan ayetlerdi Babam bana TEBLİĞ yapıpta İSLAMa davet
edip bende kabul edince benide yanına alarak NAMAZı öğretip SECDEYE
yatırdı. Ayette Anlatılan^^alnı üzerine yatırmak^^ Secdeye yatırmak demekti.
Siz Namazda secdeye yattığınız zaman ^^alnı üzerinize yatmazmısınız^^ ?
KURBAN EMRİ vardır (toplumsal dayanışma olması için ve fakirleri gözetlemek için KURBAN gelmiştir. ama benimle zerre kadar alakası yoktur.
(Bir masumu öldürmek bütün insanlığı öldürmekle eş değerdir diye ayeti okumadınızmı ? Allah masumu öldürene lanet ettiği ve üzerine cehennemi hazırladığı ayetleri okumadınızmı ? Allahın sünnetinde asla değişim bulamassınız. Ben MASUM DEĞİLMİ iDİM ??
Sizleri tek yanıltan şey ise ayette geçen = Oğulcağızım ben seni boğazlarken gördüm deyince benim verdiğim (emronulan şeyi yap ) kelimesidir. KESME emri yokki ayette ? Bunu görmedinizmi ? Oysa RESULLERE verilen emir TEBLİĞ emridir. Ben babama VERİLEN (tebliğ emrini ) KASTEDEREK SÖYLEDİM O SÖZÜ
ne kesmesi ne öldürmesi ne yani babam MASUM bir çocuğu alarak aslında bütün insanlığı öldürmeğemi götürdü ? yok artık….
FİDYE = Bir şeye karşılık yani bir yükümlülüğe karşılık verilen BEDELdir. örneğin kuranda oruç tutamayan bir fakiri FİDYE olarak doyursun der. BEDEL budur.
Hz. İbrahimin zorlu RESULük görevi karşılığında ona MANEVİ bir BEDEL verilerek (AZİM yani kıyamete kadar Hz İbrahim ile anılacak bir TOPLUMSAL DAYANIŞMA olacak bir KURBAN olayı başlatılır. ) Ayette KOÇ falan geçmez kardeşim AZİM kelimeside MADDİ büyüklüğü asla temsil etmez buradaki AZİM= manevi büyüklüktür. Çünki kıyamete kadar hz ibrahimle anılacaktır ama sizin gibiler onu İsmail ilede anar.
ZBH = Fiiline gelince ( boğazı yarmak ) MODA MOD anlamıdır. Hayvanlarda boğazı yarılarak kesildiği ve kurban edildiği için bu FİİL bu şekilde anılır. Yani ayette ( oğulcağızım ben seni rüyamda boğazlarken ) gördümde deseniz. kurban ediyorken gördümde deseniz KELİMEnin yapısı buna müsaittir. lakin uydurmacıların BAŞ kaynağı olmuştur. ayetin sonunu ZİBH= Kurbana bağlıyacaklar diye hz ibrahimin sözünüde (seni KURBAN ederken gördüm diye çevirmektelerdir ) sizide yanıltan bu.
ZBH Fiili ve uydurmaların sebebi adlı LİNKİ bulup okumanızı tavsiye ederim.
Gelelim ( alnı üzre yatırmak ) olayına. NAMAZI bilmeyen Oğlunuza NAMAZı tarif edersiniz. Kıyam yani ayakta durur sonra RUKU ya eğileceğini ve kalkıp alnı üzre yatacaksın dersiniz ve devamını anlatırsınız. Neticede oğlunuzu alnı üzre yatırmışsınızdır.
Oğlunu alnı üzre yatırdı diyor ayet. Suriyedeki olaylarla ilgili onlarca VİDEO seyrettim insanları kıtır kıtır kesip BOĞAZLIyorlar. hiç kimsenin ^^kesmek –boğazlamak ^^için ALNI ÜZRE yatırdığını görmedim. Alnı üzre yatarsa nasıl kesecek ?? Ayet aldı oğlunu kesmeye çalıştı neden demiyor sizce ??
ALNI ÜZRE YATIRMAK ve boğazını kesmekle nasıl bağ kurdunuz anlamadım ?
Adamı keseceği zaman kafasını kaldırıp boğaz ortaya çıkıyor ve basıyor bıçağı. neden alnı üzre yatırsın yahu ? hayal gücünüze hayranım.
AMA NAMAZ a durun inanın ALNI ÜZRE yatmadan NAMAZ kılınmıyor.
KURBAN emri vardır amenna . Lakin bir konuya dikkat çekeceğim ve sorgulamanızı istiyorum.
Kurandan iki HÜKÜM AYET yazacağım ve bu iki HÜKÜM Ayete göre sorular soracağım :
1=) Bir MASUM u öldürmek bütün insanlığı öldürmekle eş değerdir.
2=) Allah masum bir mümini öldürene LANET eder ve birde cehennemi hazırlamıştır.
Şimdi piyasalardaki RİVAYETlere baktığımız zaman iki anlatı karşımıza çıkıyor
1=) Allah Hz İbrahime oğlunu kesmesini EMİR etti (Saffat 102 )
2=) hz İbrahim rüyasını yanlış anladı ve Allahın emri olmadığı halde oğlunu alıp kesmeye götürdü .
KURANDA ASLA ÇELİŞKİ OLAMIYACAĞINA GÖRE :
1=) Allah bütün insanlığı öldürmekle eş değer bir eylemi hatta LANET ettiği bir işi NEBİ sine EMİR edermi ?
2=) Bir NEBİ diyelimki Allah emretmedi ve rüyasını yanlış anladı ve MASUM oğlunu alıp aslında bütün insanlığı öldürmekle eş değer bir işe kalkarsa hatta Allahın LANET ettiği bir İŞİ yapmaya kalkıyorsa HATA yapıyor olması gerekirken RÜYANı doğruladın sana birde ÖDÜL vereceğiz diyor Saffat ilgili ayetlerin devamı.
NEYİN ÖDÜLÜ BU ? Bütün insanlığı öldürmeğe giden hatta Allahın lanet ettiği MASUM öldürme emrine karşı bir eyleme girişen NEBiye HATA yaptı denmesi gerekmezmi ? Tam tersi ÖDÜL veriliyor !!! Kuranda Çelişki olmaz.
Bu eğer çelişki ise saffat 102-107 ayetlerinin DOĞRU TEVİLİ yapılamamış demektir.
Bir CAMİde bir MASUM u öldürmek bütün insanlığı öldürmekle eş değer diyeceksiniz sonra diğer camide YUFKA YÜREKLİ tanıtılan (hud 75 e göre ) bir NEBİye Allah ; MASUM oğlunu kes dedi diyeceksin !!!
Yufka yürekli insan kendi canını verir CANı KAnı tek evladına bıçak çekip kesip öldürmeğe kalkmaz. hem nasıl bir YUFKA YÜREKLİLİkki bu evladını kesmeye kalkar ?
Nereden bakarsanız bakın RİVAYETlerin eline bırakılmış bu olayın aslı astarı olmadığı aşikardır.
Bakın kuranda Hz İbrahime oğlunu kes diye emir asla yoktur. Ayrıca hz ibrahimin (gerçek hayatta) MASUM oğlunu alarak kesmeye götürdüğü ile ilgili tek AYET yoktur. VAR diyene ömür boyu kul köle olacağım.
Burda millet hep “Bu nasıl bir Tanrı ki, bir cinayeti emrediyor!” diyerek yola çıkıyor, ilk düğme yanlış iliklenince devamı da yanlış gidiyor ve bu ayeti açıklamaya çalışanlar kendileri gir hikaye yazıyor. İki sevgili bir yüz katlı bir binanın yüzüncü katında, kız oğlana diyor ki “beni seviyorsan kendini aşağı at” oğlan da düşünmeden atlıyor ve noluyor? Bir metre aşağıda bir koruyucu brandaya düşüyor, şaşırıyor. Pencereden içeri giriyor , kız ona diyor ki “sen bu imtihanı Başardın, amacım en baştan seni öldürmek değidi, bu bir gerçek ölme meselesi değil sevgi ispatı idi , o yüZden en baştan branda koydum, istesen de düşemezdin” evet bu bir kalp sınavı dır, ibrahim de bunu göze alınca ilahi koruyucu branda devreye girdi, Allah zaten en baştan ibrahimin oğlundan ayrı düşmesini ya da oğlunun gerçekten ölmesini istemedi bence. Bu bir KALP sınavı idi : Fani bir varlık Allah uğruna feda edilebiliyor mu? Edildiği görülünce kalpte bu fedakarlık gerçekleşince Allah da müdahele edip ölüme izin vermedi, AMAÇ ibrahim in oğlunu gerçekten değil KALBİNDE ÖLDÜRMESİ idi. Özetle 1. Allah zaten en baştan fiilen öldürmeyi murat etmedi, bu bir kalp sınavı idi. dolayısıyla bir masumu öldürmeyi nasıl emreder gibi bir eleştiri boştur. 2. Zaten Hz. İbrahim kalbind eoğlundna vaz geçinde imtihan başarıyla gerçekleşti. Asıl amaç buydu zaten en başından:Kalpteki oğul sevgisini azaltmak, yumuşatmak. Dolayısıyla şu eleştiri de boştır: “Eeee, İbrahim oğlunu öldürecek, sonra da kavimin yüüzne nasıl bakacak, “hani sen kimseyi öldürme diyordun kendin oğlunu öldürdün!” Zaten ilahi murat öldürmenin gerçekleşmesi yönünde değildi ki… orhan, dediğin gibi imtihan ne kurban ne “rüyayı gerçekleştirdin” ifadesi de havada kalıyor, rüyada boğazlamak var, eee, o zaman niye “rüyayı gerçekleştirdin” diye övgü geliyor!!!! Tebli görevini yapan birine neden “rüyanı gerçekleştirdin” deniyor. Bunlar hep havada kalan sorular.
Havada kalan soru yok. Gece rüyasında oğluna tebliğ yaparken görmüş lakin aynen kavmi gibi hakaretle karşılaşınca BOĞAZ lamaya kalkışmış ama UYAN mış. Bu bir RÜYA lakin ertesi gün oğluna bu rüyayı anlatıp yorum istemiş oğlu da bab
Babacığım sana madem tebliğ emrolundu sana emrullah şeyi yap demiştir. Gece rüyasında tebliğ yaparken görmüş ertesi günü rüyadaki bu tebliğ i gerçekleştirmiştir.
“rüyasında oğluna tebliğ yaparken görmüş lakin aynen kavmi gibi hakaretle karşılaşınca…” Ayette geçmeyen bu detay tamamen sizin UYDURMANIZ. hikayenizi yazabilmeniz için uydurduğunuz bir başlangıç düğmesi, sonraki düğmeleri de buna göre ilikliyorsunuz.. Halbuki rüyada verdiğiniz detay yok, 1- belki Allah ona böyle bir vahiyde bulundu, bunun olmadığını ispatlayabilir misiniz? 2- Ya da İbrahim vahiy aldığı zannına kapıldı ve Allah rızası için oğlınu kurban etmesi gerektiğini düşündü. elbette Allah bir masumun ölmesni emretmez ama İbrahim’in, oğlunu feda edecek kadar Allah’a bağlanması Allah’ın hoşuna gitti ve İbrahim’in niyetinden razı olup, oğlunu kesmesine ise razı olmayıp son anda kesme eylemini engelledi. Oğlunu ona bağışladı, böylece İbrahim oğlunu sadece kalbinde kurban etmiş oldu, onu gözden çıkararak. böylece fiilen kurban edilmesine gerek kalmadı. Şimdi bu hikayede sünnetullaha aykırı olan neee, tuhaf olan ne çelişen ne? Her şey yerli yerinde. “Oğlunu illa kes kes kes ben bunu göreceğim ” diyen bir Allah yok, dese bile sonuçta oğlu kesilirken buna engel olmuş, neticede “Bakalım İbrahim, oğlunu kesmeye razı olacak mı” şeklinde bir kalp imtihanıdır bu, o oğlunu gözden çıkarınca da imtihan tamamlanmıştır, hepsi bu kadardır, adeta yönetmenin film sahnesi çeklince “Tamamkestik stopp” demesi gibi allah müdahale edip oğulun kesilmesini engelemiştir. no problem…. Olayın kalp imtihanı olduğunu, neticede oğulun kesilmediğini anlamıyorsunuz, rüyadan başlayıp kendi hikayenizi uyduruyorsunuz.
Ayette Allahın oğlunu kes öldür emri yok…….Ayette hz ibrahimin gerçek hayatta oğlunu alıp kesmeye götürdüğüde hiç bir ayette yazmıyor.siz yazıyor diyorsunuz da acaba nerde yazıyor.
ALINTI: Bu bir senaryo değil dostlar. Senaryo değil, Hz. İbrahim de bir oyuncu değil. Yani ben bu senaryo da oynayayım nasıl olsa film icabıdır falan demiş değil. Yavrusunun kurbanlık koç gibi yatırdığında bittim diye davranmış. Ağır bir imtihan, çok ağır. En sakındığınız şeyle sınanmak, en çok sevdiğiniz şeyle sınanmak. Kaybetmekten korktuğunuz, tir tir titrediğiniz, üzerine kol kanat gerdiğiniz şeyle sınanmak. Sınanmak budur zaten, sınavların en çetini budur. Sakındığınız göze çöp batar, genellikle onunla sınanırsınız.
Rüyasını yerine getirdi Kad saddakterrü’ya diyordu ya, rüyanı yerine getirmiş bulunuyorsun. Çünkü kestiğini değil, kurban ederken görmüştü. Metin bu. enniy ezbehuke, inniy zebahüke değil. seni kesmiş olduğumu kurban etmiş olduğumu görüyorum değil metin. Muzari fiille geliyor. Seni kurban ederken görüyorum. İnce bir fark gibi duruyor ama ciddi bir fark. Onun için rüyanı yerine getirdin çünkü bu kadarını görmüştün zaten. Ötesini görmedin. Kesmiş olarak görmedin, kurban etmiş olarak görmedin. https://kurantefsir.wordpress.com/2013/03/22/islamoglu-tef-ders-saffat083-182-141/
Ayette bıçak yok kesme yok o yok bu yok diyen Sayın Metin Durali, rüya içeriğine dair “Oğluna tebliğ yaptı, hakaretle karşılaştı” gibi şeyler acaba nerede yazıyor ?
Çünkü ayet ESLEMA diyor yani bir teslimiyet bahsediyor bu teslimiyet kuran genelinde İskana ve Allaradır. Bütün nebilerin tebliğ görevinde hakaretlere uğradığı kuranın genelinde defalarca yazar. İbrahim nebiyi babası bile kovdu ki kavminin ona saygılı davrandığını düşünmek cehalettir,
SAFFAT 105 . ayette neden övgü var? “Sen rüyanı gerçekleştirdin” Metin durali’nin yorumu doğru ise burada çelişki çıkar. MEtin Durali’ye göre İbrahim, tebliğ emrini yapıyor, emredilen budur. ama rüyada boğazlama var, Metin beyin kurgusuna göre oğlunun putperest olmasından korkup onu boğazlıyor. bu olumsuz bir şey, oysa ayet, rüytayı gerçekleştirdi diye vurgu yaparak imalı bir ÖVGÜ içeriyor. Bu da şunu gösterir: O rüya vahiydi, yapılması beklenen bir eylemdi ama asıl amaç, oplanın kesilip biçilmesi değil İbrahim’in oğlunu feda etmeyi GÖZE ALMASI idi. Zaten bu gerçekleştiği için, son anda kesme olayına ilahi müdahale geliyor. “Tamam, asıl amaç kalpte feda idi, bu gerçekleşti, oğlun sana bağışlandı.”
Hz: İBRAHİM ve RÜYA :
Oğulcağızım seni rüyamda boğazlıyorken gordum bak bakalım sen nasıl yorumluyorsun ?
^^ Babacığım SANA NE EMRONULDUSAN ONU YAP ^^
(Saffat 102 )
Bu baba ile oğulun diaologunda BOĞAZLIYORDUM kelimesinin ardından SEN NE İLE EMRONULDUSAN ONU YAP ^^ sozü gelince hemen hemen herkes MANTIK HATASI yaparak EMRONULA ŞEYin BOĞAZLAMAK olduğunu sanıyor ve bu SANMA ile ZAN eklenerek uydurmacılara iş düşmüş ve yüce bir NEBİ ve oğlu hakkında olmıyacak efsaneler üretilmiştir. Oysa Rüyada boğazlamasının sebebi vardır. Bu sebep doğrultusunda ona emronulan hatta bütün Nebilere emronulan şeyin yapılması kasdetilerek cevap verilmiştir.
1=) Rüya bir kaç saniyemi sürdü Rüyada tam olarak ne gordü ?
Yusufun hatta Firavunun hatta mahkumların rüyasını DETAYlı anlatan Allah rüyayı DETAYlı anlatmamış.
2=) Hicr 94 de hz Muhammede EMRONULDUĞUN ŞEYİ YAP derken emronulan şey ne idi ? Nebilere ne EMREDİLİR ? Cevap = TEBLİĞ EMREDİLİR. Bu emri bütün NEbiler için geçerlidir.
3=) hz. İbrahimde bir NEBİdir ve ona emronulan şeyde tabiiki TEBLİĞ EMRidir ve Oğul ismailin babasının Rüyası neticesinde yaptığı yorumda kasdettiği EMRONULAN ŞEY= TEBLİĞ emridir.
4=) Lakin bu ayetlerin hz İbrahime TEBLİĞ EMRİ verildiğinin ilk günü gece rüyasında oğlunuda putperestlerin arasında gorduğu için SİNİRLENİP (zbh= boğazlamaya ) kalktığını kimse uyarmamış ,anlatmamıştır. (zbh= kelimesinin bir anlamıda KURBAN etmek anlamına denk geldiği için asıl anlamı BOĞAZLIYORDUM demiyerek adeta İsmailin KURBAN edilmesi isteniyor diye insanları aldatmışlar,konuyu saptırmışlardır.
5=) Oysa Allahın sünnetinde HÜKÜM ayet olarak (Bir MASUMu oldurmek bütün insanlığı oldürmekle eş değer iken ) İsmailin MASUM olmadığını iddia etmek demektir yanlış olan.
6=) Zaten İsmailin (emronulan şeyi yani TEBLİĞ emrini yerine getir sozünün ardından ESLEMA denerek bir TESLİMİYET anlatılmaktadırki bu Teslimiyet İSLAMA ve Allaha teslimiyettir. Babası belliki TEBLİĞ EMRİNİ yerine getirmiş oğul kabul etmiş ve İSLAMA teslim olmuştur. Oğlunu kesmeye kalkmanın ESLEMAsımı olur ?
7) hz İbrahim Kavminde TEBLİĞ EMRİNi yerine getirirken hakaretlere küfürlere maruz kaldığı için oğul İsmail (bende seninle katlananlardan olacağım diyerek babasına TEBLİĞ gorevinde DESTEK VERDİĞİNİ beyan etmektedir. Bu sozü bile baba beni kesebilirsin ben katlanırım diyerek ilaveler katarak efsaneler üreterek MESAJın anlamını saptırmışlardır
8=) Yüzyıllardır ne HÜKÜM ayetler one sürülmüş nede ; bu ayetlerde Allahın Bir NEBİsine oğlunu KES diye bir emri olmadığını sadece oğulun EMRONULAN ŞEYİ YAP sozünü KESME EMRİ verildi diye saptırmışlar ve Kuranın hiç bir ayetinde Hz ibrahimin GERÇEK HAYATTA oğlunu kesmeye goturduğüne dair TEK AYET dahi olmadığı halde yüzmilyonlarca ,milyarlarca insanı nasıl aldattıklarını anlamak mümkün olmamaktadır.
103.ayettede eslemanın ardından “alnı üzre yatırdı ” denmiştir. Aslında islam a teslim olan oğluna namazı öğrettiği teşbihi bir ifade ile söylenmiştir.Cünki yüzmilyonlarca müslüman her gün “alnı üzre yatmaktadır” Namazda… Lakin oğlunu kesmek için yatırdı diye çeviri yapanlar nasıl alnı üzre yatılıp adam bogazlanmadigini yada alnı üzre yatirarak hayvan dahi kesilmedigini. Bilmiyorlar mi ?
Nasıl olurda yüce bir Nebiye iftira atılarak oğlunu kesmek için yatırdı diye çevirirler. “Alnı üzre yatırdı” ifadesini lütfen sorgulayın…
Kuranda Zibh kurbanı vardır lakin hz. ismail ile zerre kadar alakası yoktur.Biz toplumsal yardımlaşma.et yiyemeyen garibanlara yardım olan bir ibadeti değil Yüce bir Nebiye atılan iftirayı deşifre ediyoruz.
Rüyada görüp ertesi gün gerçekleştirdiği şey Tebliğdir,
Orhan bey konu ile biraz alakasız olacak ama ölen birisinin arkasından dua okunabilir mi?